Felek Bile Ağladı
Uzun, uzun gemilere bindiler (bindiler)
Uzak, uzak diyarlara gittiler (gittiler)
Ne söyledi ne de veda ettiler (ettiler)
Böylesi bir ayrılık hiç olmadı
Baktı, baktı felek bile ağladı
Yaprak, dalı sararmadan terk etti
Söndü güneş ışığını yok etti
Gitti giden bizleri de tüketti
Böylesi bir ayrılık hiç olmadı
Baktı, baktı felek bile ağladı
Ne güzeldi yaşıyorduk beraber (beraber)
Bazen neşe bazen olsa da keder (keder)
Gelmez artık ne bir selam ne haber (ne haber)
Böylesi bir ayrılık hiç olmadı
Baktı, baktı felek bile ağladı
Yaprak, dalı sararmadan terk etti
Söndü güneş ışığını yok etti
Gitti giden bizleri de tüketti
Böylesi bir ayrılık hiç olmadı
Baktı, baktı felek bile ağladı
Böylesi bir ayrılık hiç olmadı
Baktı, baktı felek bile ağladı